ERDOĞAN AĞIR KONUŞTU - MİLLİYET -
26.12.2006
EL KADI'YA PARAM KADAR KEFİLİM:
(Hikmetyar'ın önünde diz çöken cumhurbaşkanı olmamalıdır, sözünü yanıtlarken):
Bu ülkeye Hikmetyar geldiği zaman buraya bir başbakan olarak geldi ve devlet
davetiyle geldi. Bilmeden konuşma. O zaman bildiğiniz gibi SSCB'ye karşı verilen
o mücadele için takdir ediliyordu.
Ben Kaide'ye destek vermişim. (Kaide değil El Kadı sesleri). Sayın Baykal o zaman El Kadı deseydi, niye Kaide diyor? Ben Yasin El Kadı'yı tanıyorum. Kendisine inanıyorum, güveniyorum, param kadar da kefilim. Tamam mı, bu kadar.
TERBİYE DAHİLİNDE KONUŞUN: Bakın terbiye dahilinde konuşun. Tanımadığımız, bilmediğiniz bir insan (El Kadı) için terörist ifadesini kullanamazsın o kadar. Ben tanıdığım, bildiğim Türkiye ve Türk sevdalısı olan bir insan için bunu söylerim. Çünkü tanıyorum, kendisine inanıyorum. Belki BM'nin her gönderdiği o tür listede olan isimler terörist mi? Çok ayıp.
Ben Kaide'ye destek vermişim. (Kaide değil El Kadı sesleri). Sayın Baykal o zaman El Kadı deseydi, niye Kaide diyor? Ben Yasin El Kadı'yı tanıyorum. Kendisine inanıyorum, güveniyorum, param kadar da kefilim. Tamam mı, bu kadar.
TERBİYE DAHİLİNDE KONUŞUN: Bakın terbiye dahilinde konuşun. Tanımadığımız, bilmediğiniz bir insan (El Kadı) için terörist ifadesini kullanamazsın o kadar. Ben tanıdığım, bildiğim Türkiye ve Türk sevdalısı olan bir insan için bunu söylerim. Çünkü tanıyorum, kendisine inanıyorum. Belki BM'nin her gönderdiği o tür listede olan isimler terörist mi? Çok ayıp.
Nereden
çıktı bu konuşma derseniz, bir öncesi de var:
Baykal’a göre Erdoğan neden Köşk’e çıkmamalı - HÜRRİYET - 26.12.2006
CHP Lideri Baykal, bütçedeki
konuşmasında her cümlenin sonuna "Cumhurbaşkanı olmamalıdır" diyerek, Başbakan
Erdoğan’la ilgili şunları söyledi:
...
Hikmetyar’ın önünde diz çöküp, fotoğraf
çektirmiş bir insan.
Mesela ’El Kadı’ya kefilim’ diyen.
Öncelikle bu her iki
konuşmanın da nerede yapıldığına dikkat çekmek istiyorum: TBMM 2007 yılı bütçe
görüşmeleri sırasında. Öncelikle, bütçe ile bu derece önemli sorunlar varken,
bir yanda "açık vermeden büyüme olmaz" diğer yanda "açık vermek kanuna aykırı
olsun" diyenler varken, hatta pekçokları "bu IMF bütçesidir, memleket felakete
gidiyor" derken, bütçe görüşmeleri sırasında sayın muhalafet partisi başkanının
memleketin 2007 yılı bütçesi konusundaki görüşlerine bakın. Değil doğru veya
yanlış olmayı, bütçe ile ilgili herhangi bir görüş veya saptama getirmiyor.
Sayın başbakan da ona ayak uydurarak bütçeyi savunacağı yerde kendini savunmaya
girişiyor, kendi bildik ama bir türlü alışamadığımız üslubu ile. Hani ne olup
bittiğini bilmesem (aslında bildiğimden de o kadar emin değilim ya, hadi neyse)
diyeceğim ki, "bu iki kişi de dış birilerinin ajanı, milletin çok kötü kazık
yiyeceği bir bütçenin meclisten geçmesine çalışıyorlar, yenilen kazıklar belli
olmasın diye de milletin dikkatini başka tarafa çekmeye çalışıyorlar". Eminim
ekonomiyi benden iyi bilenler vardır ve onlar benden iyi bir ekonomi
değerlendirmesi yapıyorlardır ve gene umarım ben yanlış düşünüyorumdur, ama
bilmeyen biri için gerçekten dışarıdan öyle görünüyor.
Sonra konumuza
gelelim: Ben genelde gazetelere ve gazetecilere inanmamayı tercih ederim. "Ya
koca başbakan, bu kadar da salakça birşey söylemiş olamaz, bu gazetecilerin lafı
saptırmasıdır herhalde" diye düşünürüm. Ama dün sayın başbakanın konuşmasını
kendi kulaklarım ile dinledim, aynen yukarıdaki gibi konuştu. Bu laflar pekçok
yönden çooook tersime gitti.
-
Ben bir teröriste terörist demek için o kişiyi tanımak zorunda mıyım? Yani iki yıl önceki bombalamalarda pekçok insanımızı yitirdik. Kamyoneti ile HSBC binasına giren adamı da tanımazdım, ama ona terörist demek için illa da adamı tanımam mı gerekiyor. Bir de tabi, dünyada bu kadar terörist varken ben bunların hepsini tanıyıp onlara "terörist" diyorsam sırf onları haklarında hüküm verecek kadar tanımış olmak beni ne yapar??
-
Bir kişi hem Türkiye ve Türk sevdalısı, hem de terörist olamaz mı?? Yani terörist olmak için illa bizim memleketden nefret etmek mi gerekir??
-
Bir kişiye terörist demek terbiyesizlik midir?? Adamın yaptığı iş teröristlikse ve ben ona terörist demişsem bu terbiyesizlik midir?? Bence tamamen doğruyu söylemektir, ama oraya girmeyelim. Peki ya adam terörist değilse ve ben ona terörist demişsem bu terbiyesizlik midir?? Mesela "Cem Yılmaz teröristin tekidir" desem bu terbiyesizlik midir?? Adam beni terbiyesizlik suçundan mahkemeye verebilir mi?? Sanırım veremez, çünkü bildiğim kadarı ile kanunlarımızda terbiyesizlik suç sayılmıyor. Ama adam hakkında yalan söylüyorsam, yani adam yaptığım terbiyesizlik değil de iftira ise o zaman kanunlar buna karışır sanırım.
-
Bu da bizi son noktamıza getiriyor: El-Kadı'ya terörist demek iftira mıdır?? Sayın başbakan adamı tanıdığını ve onun terörist falan olmadığını söylüyor. Ben de kendi çapımda bir araştırma yapayım istedim. Neler buldum??
1999 yılında, yani pek çoğumuz daha El-Kaide ismini fazla duymamışken 1267 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı (THE NEW CONSOLIDATED LIST OF INDIVIDUALS AND ENTITIES BELONGING TO OR ASSOCIATED WITH THE TALIBAN AND AL-QAIDA ORGANISATION AS ESTABLISHED AND MAINTAINED BY THE 1267 COMMITTEE - yani Taliban ve El-Kaide'ye ait veya bunlarla ilişkide olan kişiler listesi) diyor ki:"The Security Council Committee established pursuant to paragraph 6 of resolution 1267 (1999) (hereafter referred to as the 1267 Committee) oversees the implementation by States of the sanctions imposed by the Security Council on individuals and entities belonging or related to the Taliban, Usama Bin Laden and the Al-Qaida organization and maintains a list of individuals and entities for this purpose. In resolutions 1267 (1999), 1333 (2000), 1390 (2002) and 1455 (2003) the Security Council obliged all States to freeze the assets, prevent the entry into or the transit through their territories, and prevent the direct or indirect supply, sale and transfer of arms and military equipment with regard to the individuals/entities included on the list. " Yani bu kişilerin tüm mal varlıklarını dondurun, ülkenize giriş çıkış yapmalarına izin vermeyin ve silah satmayın. Bu listede kimler var??QI.B.8.01. *Name: 1: USAMA 2: MUHAMMED 3: AWAD 4: BIN LADENTitle: no Designation: no DOB: a) 30 July 1957 b) 28 July 1957 POB: a) Jeddah, Saudi Arabia b) Yemen *Good quality a.k.a.: a) Usama Bin Laden b) Usama Bin Muhammed Bin Awad, Osama Bin Laden Low quality a.k.a.: Abu Abdallah Abd Al-Hakim *Nationality: Saudi citizenship withdrawn, now officially and Afghan national Passport no.: na National identification no.: na Address: na *Listed on: 25 Jan. 2001 *Other information: naQI.A.131.03. *Name: 1: AHMAD 2: FADIL 3: NAZAL 4: AL-KHALAYLEHTitle: na Designation: na DOB: 30 Oct. 1966 POB: Al-Zarqaa, Jordan *Good quality a.k.a.: a) Abu Musab Al-Zarqawi b) Muhannad c) Al-Muhajer d) Garib Low quality a.k.a.: na *Nationality: na Passport no.: na National identification no.: na Address: Whereabouts currently unknown *Listed on: 23 Sept. 2003 *Other information:QI.A.6.01. *Name: 1: AIMAN 2: MUHAMMED 3: RABI 4: AL-ZAWAHIRITitle: na Designation: na DOB: 19 June 1951 POB: Giza, Egypt *Good quality a.k.a.: a) Ayman Al-Zawahari b) Ahmed Fuad Salim *Low quality a.k.a.: na *Nationality: Thought to be an Egyption national Passport no.: a) 1084010 (Egypt) b) 19820215 National identification no.: na Address: na *Listed on: 25 Jan. 2001 *Other information: Operational and Military Leader of Jihad Group. Former leader of Egyption Islamic Jihad, now a close associate of UBL.QI.G.28.01. *Name: 1: AHMED 2: KHALFAN 3: GHAILANI 4: naTitle: na Designation: na DOB: a) 14 Mar. 1974 b) 13 Apr. 1974 c) 14 Apr. 1974 d) 1 Aug. 1970 POB: Zanzibar, Tanzania *Good quality a.k.a.: a) Ahmad, Abu Bakr b) Ahmed, Abubakar c) Ahmed, Abubakar K. d) Ahmed, Abubakar Khalfan e) Ahmed, Abubakary K. f) Ahmed, Ahmed Khalfan g) Ali, Ahmed Khalfan h) Ghailani, Abubakary Khalfan Ahmed i) Ghailani, Ahmed j) Ghilani, Ahmad Khalafan k) Hussein, Mahafudh Abubakar Ahmed Abdallah l) Khalfan, Ahmed m) Mohammed, Shariff Omar Low quality a.k.a.: a) Ahmed The Tanzanian b) Foopie c) Fupi d) Ahmed, A e) Al Tanzani, Ahmad f) Bakr, Abu g) Khabar, Abu *Nationality: Tanzania Passport no.: na National identification no.: na Address: na *Listed on: 17 Oct. 2001 *Other information: naQI.A.92.03. *Name: 1: MEHREZ 2: BEN MAHMOUD 3: BEN SASSI 4: AL-AMDOUNITitle: na Designation: na DOB: 18 Dec. 1969 POB: Asima-Tunis, Tunisia *Good quality a.k.a.: a) Fabio Fusco b) Mohamed Hassan Low quality a.k.a.: Abu Thale *Nationality: a) Tunisian b) Bosnia and Herzegovina Passport no.: a) Tunisian passport number G737411 issued on 24 Oct. 1990, expired on 20 Sept. 1997 b) Bosnian passport number 0801888 National identification no.: na Address: of no fixed address in Italy *Listed on: 25 June 2003 (amended on 26 Nov. 2004 and 20 Dec. 2005) *Other information: Reportedly arrested in Istanbul, Turkey and deported to Italy.QI.A.22.01. *Name: 1: YASIN 2: na 3: na 4: AL-QADITitle: na Designation: na DOB: na POB: na *Good quality a.k.a.: a) Kadi, Shaykh Yassin Abdullah b) Kahdi, Yasin Low quality a.k.a.: na *Nationality: na Passport no.: na National identification no.: na Address: na *Listed on: 17 Oct. 2001 *Other information: Jeddah, Saudi Arabia.Hani benim hiç terörist tanıdığım yok ve kimin terörist olduğunu da koklayarak anlayamam ama tüm dünyadan bildiğim şekilde bu listedeki ilk dört kişi dünyanın pekçok yerinde terörist diye bilinir. Beşinci kişi terörist diye bizde yakalanıp İtalya'ya gönderilmiş. Bu listenin sonunda da Yasin Bey var. İşin daha da ilginci, diğerleri hakkında pekçok bilgiler varken bu kişi hakkında çok az bilgi var. Ancak bu listeye 17 Ekim 2001'de girmiş.Listedeki kişi sayısı birkaç yüz ve evet, başbakanımız haklı, listenin başında terörist listesi falan demiyor. Dolayısıyla bu adamlara terörist demek biraz haksızlık oluyor. Adamcağızları daha doğru düzgün tanımadan kendilerine terörist damgası yapıştırırak terbiyesizlik ediyoruz.Şimdi gelelim bu Yasin El-Kadı hikayesinin çıkış noktasına:Olay Başbakanlık Danışmanı Cüneyt Zapsu ve ailesinin 1997 ve 1999 yıllarında El-Kadı'nın Al-Baraka'daki şirket hesabına büyük paralar yatırdığı iddia edilmesi ile başladı. Sayın Başbakan bunun kendisini ve danışmanını yıpratmaya yönelik bir çaba olduğunu söyleyerek olayı kapatmaya çaba gösterdi. Ama o gün ile bugün arasında geçen altı aylık dönemde de eskiden sık sık adını duyduğumuz Cüneyt Zapsu ortalıkta hiç görünmez oldu, nedense. Ben bu konuyu araştırırken karşılaştım, MASAK (Mali Suçlar Araştırma Kurulu) diye bir kuruluş varmış. Bu kuruluş konuyu araştırarak bir rapor hazırlamış (Milliyet, 26.06.2006). Bu raporda Zapsu ailesinin El-Kadı hesabına 310,000 USD yatırdığı belgeleniyor. Ancak daha sonra konu hükümet üyesi Al-Baraka'nın yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından hasır altı ediliyor, bilin bakalım kim bu işi yapan? Sonra sayın başbakan NTV ile yaptığı söyleşide konu ile ilgili sorulara şöyle yanıt veriyor:"... Yasin bey’in bir terör örgütüyle münasebet kurması, ona destek vermesi mümkün değil...Türkiye’yi seven ki zaten ailesi itibariyle, geçmişi itibariyle de Türk, seven ve burada yatırımları olan bir insan. Hiç böyle bir şeyin içerisinde hayırsever olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan bir isim ve Cüneyt beylerle geçmişte ortaklıkları oldu. Sonra zaten Cüneyt bey o ortaklıktan yani o şirketten ayrıldı. Cüneyt bey o şirketten ayrılalı yıllar oldu ama Cüneyt bey halen o zikredilen şirketin ortağı gibi gösterildi, halen gösteriliyor. Şu şirketin ortağı deniyor. Cüneyt bey’in halbuki alakası yok ama bu gösteriliyor. Böyle yargısız infaz yapılmaz. Savcı takipsizlik kararı vermiş, mesela Yasin bey ile alakalı olarak. Halen bununla ilgili yeniden yargı süreci başlatılsın deniyor. Var mı böyle anlayış? Böyle bir mantık var mı? Ve Amerika’da bu şeyin içerisine alınmış. Bizim dönemimizde böyle bir şey yapılmış. Nerede yapılmış? Ve ilgisi, alakası olmayan sadece gazete haberleriyle aynı haberler böyle dönüp dönüp duruyor, dönüp dönüp duruyor ve kafalar bulandırılmak suretiyle bakıyorsunuz Cüneyt bey üzerinden veya Yasin bey üzerinden aslında hedef belli, biz yıpratılmak isteniyoruz gayretleri bu." (NTV - 11.07.2006)Adam kalkıp "bu konunun bizimle bir alakası yok, benim danışmanımın geçmişte bu kişi ile bir iş ilişkisi olmuş, ancak bu kişi BM listesine alınmadan önce olmuş bir çalışma. Bu tür bir kişi ile daha sonrasında işbirliği yapmamız düşünülemez." dese, tüm sular durulacak, kimse kalkıp bir kelime daha edemeyecek. Ama sayın başbakan bunu yapmak yerine El-Kadı'yı korumaya girişiyor. Ne gereği var?? Ben bu soruya cevap istiyorum!!! Bu adamın kıymeti ve faydası ne ki sayın başbakan bu kişiyi böylesine koruma çabasında??Bu arada El-Kadı ne yapıyor?? Bu listeden çıkarılması için gerek BM gerekse de Avrupa Birliği nezdinde mahkemelere başvuruyor, yani Avrupa Birliği'ni mallarını dondurduğu için Avrupa Mahkemesi'ne veriyor. Karar şu şekilde çıkıyor: (Judgment of the Court of First Instance (Second Chamber, extended composition) of 21 September 2005. - Yassin Abdullah Kadi v Council of the European Union and Commission of the European Communities. - Common foreign and security policy - Restrictive measures taken against persons and entities associated with Usama bin Laden, the Al-Qaeda network and the Taliban - Competence of the Community - Freezing of funds -Fundamental rights - Jus cogens - Review by the Court - Action for annulment. - Case T-315/01.)Yani, Avrupa Birliği'nin almış olduğu kararın geriye çevrilmesine gerek yoktur. Tarihi de 21 Eylül 2005, yani çok eski bir karar değil. Sebebi daha da zevkli (çok uzun olduğundan sadece gerekli kısmı buraya kopyaladım):282. In this action for annulment, the Court has moreover held that it has jurisdiction to review the lawfulness of the contested regulation and, indirectly, the lawfulness of the resolutions of the Security Council at issue, in the light of the higher rules of international law falling within the ambit of jus cogens , in particular the mandatory prescriptions concerning the universal protection of the rights of the human person.283. On the other hand, as has already been observed in paragraph 225 above, it is not for the Court to review indirectly whether the Security Council's resolutions in question are themselves compatible with fundamental rights as protected by the Community legal order.284. Nor does it fall to the Court to verify that there has been no error of assessment of the facts and evidence relied on by the Security Council in support of the measures it has taken or, subject to the limited extent defined in paragraph 282 above, to check indirectly the appropriateness and proportionality of those measures. It would be impossible to carry out such a check without trespassing on the Security Council's prerogatives under Chapter VII of the Charter of the United Nations in relation to determining, first, whether there exists a threat to international peace and security and, second, the appropriate measures for confronting or settling such a threat. Moreover, the question whether an individual or organisation poses a threat to international peace and security, like the question of what measures must be adopted vis-à-vis the persons concerned in order to frustrate that threat, entails a political assessment and value judgments which in principle fall within the exclusive competence of the authority to which the international community has entrusted primary responsibility for the maintenance of international peace and security.Yani, "BM Güvenlik Konseyi böyle bir karar almışsa böyle bir kararın doğruluğunu sorgulamak bize düşmez." Hatta diyor ki, "dahası, bir kişi veya kuruluşun uluslararası barış ve güvenliği tehditi ve bu tehditin bertaraf edilmesi için yapılması gerekenler belirleme yetisi tüm milletlerin güvenlik ve barışı sağlamak için görevlendirdiği bir otoriteye verilmiştir." Sonra şöyle de diyor:181. From the standpoint of international law, the obligations of the Member States of the United Nations under the Charter of the United Nations clearly prevail over every other obligation of domestic law or of international treaty law including, for those of them that are members of the Council of Europe, their obligations under the ECHR and, for those that are also members of the Community, their obligations under the EC Treaty.182. As regards, first, the relationship between the Charter of the United Nations and the domestic law of the Member States of the United Nations, that rule of primacy is derived from the principles of customary international law. Under Article 27 of the Vienna Convention on the Law of Treaties of 23 May 1969, which consolidates those principles (and Article 5 of which provides that it is to apply to any treaty which is the constituent instrument of an international organisation and to any treaty adopted within an international organisation'), a party may not invoke the provisions of its internal law as justification for its failure to perform a treaty.Yani eğer BM üyesi iseniz, BM'in aldığı kararları kendi kanunlarınız üzerinde tutacaksınız. O zaman kanun sıralaması önem sırasına göre şöyle gidiyor: 3. TC Kanunları, 2. BM kararları, 1. Sayın başbakanın kendi kanaatlerine dayalı aldığı kararlar. Her ne kadar dünyanın geri kalanı ve bizim de uymaya çabaladığımız AB hep birlikte "bu adam dünyada terörü finanse eden kişilerden biridir" dese de, bizim başbakanımız, "ben adamı tanırım, o öyle şeyler yapmaz, ona böyle şeyler yapıyor diyen terbiyesizdir" demeye devam eder...Bir de temel ve son söz: Yukarıda yazılanlardan benim ne başbakan ne de El-Kadı düşmanı olduğum çıkartılmasın. BM listesinde bulunan ve yukarıda listelemediğim pekçok isme kişisel yaklaşımım "terörist" yerine "özgürlük savaşçısı" olabilir. Yasin El-Kadı da benim "terörist" diyebileceğim "özgürlük savaşçılarını" destekleyen bir hayırsever de olabilir, hatta bazı yaptıklarının o kategoriye girdiğine de eminim (özellikle Balkanlar'da). Ancak bunları ben istediğim ortamda istediğim gibi söyleyebilirim, bir ülkenin başbakanı söyleyemez, özellikle de o ülke ülkenin Kıbrıs gibi ciddi bir sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler'den medet umuyorsa. Bir ülke BM kararlarını uygulamamak konusunda israr ediyorsa bu ülkenin bir seçimidir. Mesela biz BM'in Kıbrıs konusunda aldığı pekçok kararı takmıyoruz, ama bunu yapıyorsak bunun arkasında milletin iradesi var, bir kişinin şahsi görüşleri değil.