İnsanlığımızdan utandık – Akşam – 02.11.2006
'Yataktan
düştü'
denilerek
hastaneye
götürülen
henüz
17 aylık
bebeğin
defalarca
tecavüze
uğradığı
ve
ağır
işkence
gördüğü
belirlenirken,
iğrenç
olay
infial
yarattı.
Geçen
cuma
annesi
Fadime
B. tarafından
'Çok
ağladığı'
gerekçesiyle
Menderes
Sağlık
Ocağı'na
götürülen
küçük
çocuğun
bedenindeki
işkence
izleri
doktorları
harekete
geçirdi.
Tepecik
Eğitim
ve
Araştırma
Hastanesi
doktorları
talihsiz
miniğe
yaptıkları
muayene
sırasında
büyük
bir
şok
yaşadı.
Küçük
kızın
morluklarla
dolu
minik
bedeninde
morlukların
yanısıra
makatta
yırtılma
tespit
eden
sağlık
personeli,
N.N.B.'nin
defalarca
tecavüze
uğradığını
belirledi.
Olayla
ilgili
hastane
polisine
tutanak
hazırlatan
doktorlar,
Menderes
Jandarma
Komutanlığı
ekiplerinin
harekete
geçmesini
sağladı.
Bebeğin
hayat
kadını
olduğu
belirlenen
annesi
Fadime
B. ile
ilişkisi
olduğu
saptanan
Metin D., A. A. ve
ev
sahibi
Y. V. gözaltına
alındı.
Talihsiz
bebeğin
kim
ya
da
kimlerin
tecavüzüne
uğradığının
belirlenmesi
için
de iç
çamaşırları
Adli
Tıp
Kurumu'na
gönderilirken
savcılık
emriyle
tutuklanan
üç
erkekten
test için
kan
örnekleri
alındı.
ÜÇ
KARDEŞ
DE YUVADA
Fadime
B.'nin
resmi
nikahlı
eşinden
olan
bir
çocuğunun
80. Yıl
Çocuk
Yuvası'nda,
nikahsız
yaşadığı
Bilal
S.'den
olan
5 yaşındaki
çocuğunun
da
Karşıyaka
Çocuk
Yuvası'nda
tutulduğu
belirlendi.
1.5 yaşındaki
N.N.B.'nin
Mehmet S. adlı
kişiden
olduğunu
anlatan
anne
Fadime
B.'nin
en çarpıcı
ifadesi
ise
kayıtlara
'Bebeğime
işkence
ve
tecavüzden
haberim
olmadı'
olarak
geçti.
Talihsiz
bebek
5 yaşındaki
kardeşi
ile
aynı
yuvada
kalacak.
Geçirdiği
travmanın
etkisiyle
yürüyemiyor
YENİŞEHİR
Eğitim
ve
Araştırma
Hastanesi'nde
özel
bir
gözlem
odasında
üç
gün
tedavi
edilen
talihsiz
N.N.B.'nin
uzun
süre
psikolojik
desteğe
ihtiyaç
duyacağı,
travmaya
bağlı
olarak
yürüyemediği
belirtildi.
Talihsiz
bebek
dün
jandarma
tarafından
yuvaya
teslim
edildi.
Sivil
kıyafet
ve
araçla
hastaneye
gelen
ekipler
N.N.B.'yi
binasının
arka
kapısından
çıkararak
Karşıyaka
Çocuk
Esirgeme
Kurumu'na
teslim
etti.
Yetersiz
beslenmeye
bağlı
olarak
kansızlık
teşhisi
konulan
N. N. B.'nin
tedavisi
kalacağı
yurtta
sürdürülecek.
ANNE: BÖCEK ISIRMIŞTIR
MENDERES
Adliyesi'nde
sorgulanan
anne
dahil
4 zanlı
tutuklandı.
Ancak
anne
Fadime
B.'nin
avukatı
bir
üst
mahkemeye
itiraz
ederek,
müvekkilinin
cinsel
istismar
açısından
delil
yetersizliği
ile
serbest
bırakılmasını
talep
etti.
Asliye
Ceza
Mahkemesi
de talebi
onaylayarak
anne
Fadime
B.'nin
serbest
bırakılmasına
karar
verdi.
Bebeğin
makatındaki
yırtığın
böcek
ısırması
olabileceğini
ileri
süren
anne
kayıplara
karışırken,
jandarma
asıl
sapığın
dışarıda
olabileceğini
üç
kişinin
anneyle
birlikte
yaşadığı
için
gözaltına
alındığını
ve
suçlu
olup
olmadıklarının
kan
testiyle
belirleneceğini
belirtti.
Sinirim
geçsin diye epey zamandır bekliyorum, ama ne sinirimin geçeceği var ne de
kızgınlığımın durulacağı, onun için en iyisi içimden geçenleri boşaltmak.
Öncelikle, bu olaya olan kızgınlığımız temelde nereden kaynaklanıyor diye
düşündüm, ilk başta da kendimi yargıladım. Benim kanımın beynime sıçramasına
Mert'in de şu anda bu zavallı bebekten sadece iki ay büyük olması mı?? Çok büyük
ihtimalle öyle, onun için isterseniz gerisini okumayın çünkü söyleyebilecek
rasyonel hiçbir sözüm yok bunların tümü duygusal olacak.
Bu
haberi duyduğum an kendi bebeğimi düşündüm, gözlerindeki sevinç pırıltılarını,
kişilere olan sonsuz ve sınırsız güvenini, hayata olan açlığını, açıklığını,
kötülüğü bilmezliğini, anlamazlığını. "Benim çocuğuma böyle birşey yapılacak
olsa" diye düşünmedim bile. Kendi çocuğuna, kendi kanına, gözlerinde aynı
pırıltılar olan bir bebeğe bunları yapıp o pırıltıları söndüren kişiyi bile
düşünemedim. Ben bir bilim adamıyım, benim işim çoğu kişiye hayal gibi gelecek
şeyleri anlamaya yorumlamaya ve belki de gerçekleştirmeye çalışmak, ama gene de
böyle bir kişinin olacağını düşünemedim gene de. Evet benim temel sorunum bu
bebeğe bunu yapanlarla değil, benim esas sorunum bu bebeğin annesi ile. Hani "bu
hatuna nasıl bir ceza verilse iyi olur" diye düşündüm, aklıma uygun bir ceza
bile gelmedi, aradan geçen zamanda da hala bu soruya cevap bulabilmiş değilim.
Ama bebeğe bunu yapanlar için benim fikrim eski usulde olduğu gibi, ayakları ve
ellerinden dört ayrı ata bağlayıp sonra da atları ürkütmek gerektiğini
düşünüyorum. Sonra da parçalarını şehrin dört bir köşesinde dolaştırmayı.
Dediğim gibi, ben ne demokratım ne de hukukun üstünlüğüne inanıyorum, çoğunluk
inanıyorsa, ben de çoğonlukla yaşamak zorunda olduğumdan onların kabul ettikleri
ile devam edebilirim. Ancak burada büyük bir parantez açmamız lazım: Hukuk
nedir?? Hukuk eğer birlikte yaşamamızı sağlayan kuralların bütünü ise, hepimizin
ortak görüşlerini yansıtabilmeli. Eğer bir ülkedeki insanların ezici çoğunluğu
bu adamları asmalı derse bu adamlar asılabilmeli bence, ama daha da ileri
gidecek olursak, her ne kadar ben olaya şahsi açıdan bakıyor olsam da, ölüm
cezası olsun olmasın, eğer bu gezegendeki konuyu anlayıp cevap verebilecek yaşta
olanların tümüne sorsak, ezici bir çoğunluk bu kişilerin insan olmadıklarını ve
islah edilemeyeceklerini söyleyecektir diye düşünüyorum.
Aradan
geçen zamanda serbest bırakılan anne tutuklanıp ceza evine kondu, sanırım
yargıça yalvarıyormuş "beni öldürürler orada, beni hapse göndermeyin" diye. Eğer
biri hapishanede yatan hükümlülerin bile ondan iğreneceklerine bu denli
inanıyorsa o kişinin insanlıkla alakası yoktur bence. Gene aradan geçen zamanda
bu zavallı bebeğe her iki yolla da defalarca tecavüz edildiği ortaya çıktı. Bu
benim midemin daha da kalkmasına sebep oldu. Cinsel konularda fazla muhafazakar
biri değilim, pekçok kişinin aklının almayacağı şeylerin kişilere zevk
vermesini, her ne kadar sapıklık olduğunu kabul etsem de, anlayabilirim.
Memleketimiz bu tür gariplikler açısından zengindir, eski bir zamanda kümesinde
tavuklarla yakaladığı bir adamı vuran bir garibin hikayesini okuduğumu
hatırlıyorum. O haberden sonra da böylesi kelimesiz kalmıştım, tavuk bu ya,
kızartır yersin, bir seks objesi olarak karşımıza normal büyüklükte bir tavuk
koyuyorsak artık bu sapıklık bile değildir, ciddi biçimde ötesine geçmiştir.
Ama, hayvan hakları savunucuları beni affetsinler, o adamın hadım edilip
tavuksuz ıssız bir adaya kapatıldığında iyileşebileceğine inanabilirim. Ama 17
aylık bir bebeğe tecavüz etmeyi anlayamam. Ben psikolog değilim, ancak sanırım
onlar tecavüz olayındaki temel motivasyonun cinsel zevk almaktansa karşındaki
kişi aşağılamak ve domine etmekten alınan zevk olduğunu söylüyorlar. Tecavüz
olayını hiçbir şekilde kabullemesem de bu motivasyonu anlayabiliyorum. Ama senin
ne yaptığını ve neden yaptığını bile anlayabilecek kadar kötülüğü bilmeyen bir
bebeğe tecavüz etmeyi normal veya anormal bir insanın herhangi bir düşüncesi ile
açıklamaya çalışacak bir psikoloğu gerçekten dinlemek isterdim, özellikle de bu
eylem birden fazla defa gerçekleştirilmişse. Ben aynı zamanda biyolog değilim,
ama havyanlar aleminde de böylesi bir olayın var olduğunu duymadım bugüne değin.
Dolayısıyla bir gazetemizin attığı "İnsanlığımızdan utandık", bir diğerinin
attığı "hayvan olsa utanır" başlıklarını garipsedim. Bu olaydan dolayı ben
utanmadım, eğer beni insanlığımdan utandıracak bir tek şey varsa o da bunu yapan
kişiyi veya kişileri dörder ata bağlayamamaktır. Eğer bu kişiler şimdi veya
yakın bir zamanda tekrar aramızda gezeceklerse utanırım insanlığımdan. Ama
"hayvan olsa utanır" başlığına kesinlikle katılmıyorum. Havyan olsa utanmaz,
çünkü havyan zaten böyle birşey yapmaz. Keşke mümkün olsa da bazı dinlerde
dinden atma olduğu gibi bizde de insanlıktan atma olsaydı, ama bilemiyorum ki o
nasıl sağlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder