13 Ekim 2006 Cuma

Hayvan olsa utanır


İnsanlığımızdan utandık – Akşam – 02.11.2006
 
'Yataktan düştü' denilerek hastaneye götürülen henüz 17 aylık bebeğin defalarca tecavüze uğradığı ve ağır işkence gördüğü belirlenirken, iğrenç olay infial yarattı. Geçen cuma annesi Fadime B. tarafından 'Çok ağladığı' gerekçesiyle Menderes Sağlık Ocağı'na götürülen küçük çocuğun bedenindeki işkence izleri doktorları harekete geçirdi. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları talihsiz miniğe yaptıkları muayene sırasında büyük bir şok yaşadı. Küçük kızın morluklarla dolu minik bedeninde morlukların yanısıra makatta yırtılma tespit eden sağlık personeli, N.N.B.'nin defalarca tecavüze uğradığını belirledi. Olayla ilgili hastane polisine tutanak hazırlatan doktorlar, Menderes Jandarma Komutanlığı ekiplerinin harekete geçmesini sağladı. Bebeğin hayat kadını olduğu belirlenen annesi Fadime B. ile ilişkisi olduğu saptanan Metin D., A. A. ve ev sahibi Y. V. gözaltına alındı. Talihsiz bebeğin kim ya da kimlerin tecavüzüne uğradığının belirlenmesi için de çamaşırları Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken savcılık emriyle tutuklanan üç erkekten test için kan örnekleri alındı.
 
ÜÇ KARDEŞ DE YUVADA
 
Fadime B.'nin resmi nikahlı eşinden olan bir çocuğunun 80. Yıl Çocuk Yuvası'nda, nikahsız yaşadığı Bilal S.'den olan 5 yaşındaki çocuğunun da Karşıyaka Çocuk Yuvası'nda tutulduğu belirlendi. 1.5 yaşındaki N.N.B.'nin Mehmet S. adlı kişiden olduğunu anlatan anne Fadime B.'nin en çarpıcı ifadesi ise kayıtlara 'Bebeğime işkence ve tecavüzden haberim olmadı' olarak geçti. Talihsiz bebek 5 yaşındaki kardeşi ile aynı yuvada kalacak.
Geçirdiği travmanın etkisiyle yürüyemiyor
 
YENİŞEHİR Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde özel bir gözlem odasında üç gün tedavi edilen talihsiz N.N.B.'nin uzun süre psikolojik desteğe ihtiyaç duyacağı, travmaya bağlı olarak yürüyemediği belirtildi. Talihsiz bebek dün jandarma tarafından yuvaya teslim edildi. Sivil kıyafet ve araçla hastaneye gelen ekipler N.N.B.'yi binasının arka kapısından çıkararak Karşıyaka Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim etti. Yetersiz beslenmeye bağlı olarak kansızlık teşhisi konulan N. N. B.'nin tedavisi kalacağı yurtta sürdürülecek.

ANNE: BÖCEK ISIRMIŞTIR
 
MENDERES Adliyesi'nde sorgulanan anne dahil 4 zanlı tutuklandı. Ancak anne Fadime B.'nin avukatı bir üst mahkemeye itiraz ederek, müvekkilinin cinsel istismar açısından delil yetersizliği ile serbest bırakılmasını talep etti. Asliye Ceza Mahkemesi de talebi onaylayarak anne Fadime B.'nin serbest bırakılmasına karar verdi. Bebeğin makatındaki yırtığın böcek ısırması olabileceğini ileri süren anne kayıplara karışırken, jandarma asıl sapığın dışarıda olabileceğini üç kişinin anneyle birlikte yaşadığı için gözaltına alındığını ve suçlu olup olmadıklarının kan testiyle belirleneceğini belirtti.

Sinirim geçsin diye epey zamandır bekliyorum, ama ne sinirimin geçeceği var ne de kızgınlığımın durulacağı, onun için en iyisi içimden geçenleri boşaltmak. Öncelikle, bu olaya olan kızgınlığımız temelde nereden kaynaklanıyor diye düşündüm, ilk başta da kendimi yargıladım. Benim kanımın beynime sıçramasına Mert'in de şu anda bu zavallı bebekten sadece iki ay büyük olması mı?? Çok büyük ihtimalle öyle, onun için isterseniz gerisini okumayın çünkü söyleyebilecek rasyonel hiçbir sözüm yok bunların tümü duygusal olacak.

Bu haberi duyduğum an kendi bebeğimi düşündüm, gözlerindeki sevinç pırıltılarını, kişilere olan sonsuz ve sınırsız güvenini, hayata olan açlığını, açıklığını, kötülüğü bilmezliğini, anlamazlığını. "Benim çocuğuma böyle birşey yapılacak olsa" diye düşünmedim bile. Kendi çocuğuna, kendi kanına, gözlerinde aynı pırıltılar olan bir bebeğe bunları yapıp o pırıltıları söndüren kişiyi bile düşünemedim. Ben bir bilim adamıyım, benim işim çoğu kişiye hayal gibi gelecek şeyleri anlamaya yorumlamaya ve belki de gerçekleştirmeye çalışmak, ama gene de böyle bir kişinin olacağını düşünemedim gene de. Evet benim temel sorunum bu bebeğe bunu yapanlarla değil, benim esas sorunum bu bebeğin annesi ile. Hani "bu hatuna nasıl bir ceza verilse iyi olur" diye düşündüm, aklıma uygun bir ceza bile gelmedi, aradan geçen zamanda da hala bu soruya cevap bulabilmiş değilim. Ama bebeğe bunu yapanlar için benim fikrim eski usulde olduğu gibi, ayakları ve ellerinden dört ayrı ata bağlayıp sonra da atları ürkütmek gerektiğini düşünüyorum. Sonra da parçalarını şehrin dört bir köşesinde dolaştırmayı. Dediğim gibi, ben ne demokratım ne de hukukun üstünlüğüne inanıyorum, çoğunluk inanıyorsa, ben de çoğonlukla yaşamak zorunda olduğumdan onların kabul ettikleri ile devam edebilirim. Ancak burada büyük bir parantez açmamız lazım: Hukuk nedir?? Hukuk eğer birlikte yaşamamızı sağlayan kuralların bütünü ise, hepimizin ortak görüşlerini yansıtabilmeli. Eğer bir ülkedeki insanların ezici çoğunluğu bu adamları asmalı derse bu adamlar asılabilmeli bence, ama daha da ileri gidecek olursak, her ne kadar ben olaya şahsi açıdan bakıyor olsam da, ölüm cezası olsun olmasın, eğer bu gezegendeki konuyu anlayıp cevap verebilecek yaşta olanların tümüne sorsak, ezici bir çoğunluk bu kişilerin insan olmadıklarını ve islah edilemeyeceklerini söyleyecektir diye düşünüyorum.

Aradan geçen zamanda serbest bırakılan anne tutuklanıp ceza evine kondu, sanırım yargıça yalvarıyormuş "beni öldürürler orada, beni hapse göndermeyin" diye. Eğer biri hapishanede yatan hükümlülerin bile ondan iğreneceklerine bu denli inanıyorsa o kişinin insanlıkla alakası yoktur bence. Gene aradan geçen zamanda bu zavallı bebeğe her iki yolla da defalarca tecavüz edildiği ortaya çıktı. Bu benim midemin daha da kalkmasına sebep oldu. Cinsel konularda fazla muhafazakar biri değilim, pekçok kişinin aklının almayacağı şeylerin kişilere zevk vermesini, her ne kadar sapıklık olduğunu kabul etsem de, anlayabilirim. Memleketimiz bu tür gariplikler açısından zengindir, eski bir zamanda kümesinde tavuklarla yakaladığı bir adamı vuran bir garibin hikayesini okuduğumu hatırlıyorum. O haberden sonra da böylesi kelimesiz kalmıştım, tavuk bu ya, kızartır yersin, bir seks objesi olarak karşımıza normal büyüklükte bir tavuk koyuyorsak artık bu sapıklık bile değildir, ciddi biçimde ötesine geçmiştir. Ama, hayvan hakları savunucuları beni affetsinler, o adamın hadım edilip tavuksuz ıssız bir adaya kapatıldığında iyileşebileceğine inanabilirim. Ama 17 aylık bir bebeğe tecavüz etmeyi anlayamam. Ben psikolog değilim, ancak sanırım onlar tecavüz olayındaki temel motivasyonun cinsel zevk almaktansa karşındaki kişi aşağılamak ve domine etmekten alınan zevk olduğunu söylüyorlar. Tecavüz olayını hiçbir şekilde kabullemesem de bu motivasyonu anlayabiliyorum. Ama senin ne yaptığını ve neden yaptığını bile anlayabilecek kadar kötülüğü bilmeyen bir bebeğe tecavüz etmeyi normal veya anormal bir insanın herhangi bir düşüncesi ile açıklamaya çalışacak bir psikoloğu gerçekten dinlemek isterdim, özellikle de bu eylem birden fazla defa gerçekleştirilmişse. Ben aynı zamanda biyolog değilim, ama havyanlar aleminde de böylesi bir olayın var olduğunu duymadım bugüne değin. Dolayısıyla bir gazetemizin attığı "İnsanlığımızdan utandık", bir diğerinin attığı "hayvan olsa utanır" başlıklarını garipsedim. Bu olaydan dolayı ben utanmadım, eğer beni insanlığımdan utandıracak bir tek şey varsa o da bunu yapan kişiyi veya kişileri dörder ata bağlayamamaktır. Eğer bu kişiler şimdi veya yakın bir zamanda tekrar aramızda gezeceklerse utanırım insanlığımdan. Ama "hayvan olsa utanır" başlığına kesinlikle katılmıyorum. Havyan olsa utanmaz, çünkü havyan zaten böyle birşey yapmaz. Keşke mümkün olsa da bazı dinlerde dinden atma olduğu gibi bizde de insanlıktan atma olsaydı, ama bilemiyorum ki o nasıl sağlanır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder